Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

pot gelmek

  • 1 break

    n. kırma, kırılma, kırık, çatlak; ara, mola, teneffüs; ani fiyat düşüşü, fırsat, solo bölüm (caz); gaf, pot, kaçma, firar, fren
    ————————
    v. kırmak, koparmak, bozdurmak, bozmak, kırılmak, parçalanmak, kopmak, patlamak; ara vermek; ağarmak, batmak; iflas etmek; fırlamak; yakın dövüşü bırakmak; çiğnemek; kaçmak, kesmek, ihlal etmek, uymamak, batırmak, çözmek, söylemek, yenmek, dalmak
    * * *
    1. kes 2. kır (v.) 3. aralık (n.)
    * * *
    [breik] 1. past tense - broke; verb
    1) (to divide into two or more parts (by force).) kırmak
    2) ((usually with off/away) to separate (a part) from the whole (by force).) parçalamak
    3) (to make or become unusable.) boz(ul)mak
    4) (to go against, or not act according to (the law etc): He broke his appointment at the last minute.) uymamak, karşı gelmek
    5) (to do better than (a sporting etc record).) kırmak, egale etmek
    6) (to interrupt: She broke her journey in London.) ara vermek, konaklamak
    7) (to put an end to: He broke the silence.) bozmak, ihlâl etmek
    8) (to make or become known: They gently broke the news of his death to his wife.) bildirmek, açıklamak
    9) ((of a boy's voice) to fall in pitch.) kalınlaşmak, erkekleşmek
    10) (to soften the effect of (a fall, the force of the wind etc).) etkisini azaltmak
    11) (to begin: The storm broke before they reached shelter.) patlamak, çıkmak
    2. noun
    1) (a pause: a break in the conversation.) ara, mola, teneffüs
    2) (a change: a break in the weather.) değişme
    3) (an opening.) kırık, çatlak, aralık
    4) (a chance or piece of (good or bad) luck: This is your big break.) fırsat, şans
    3. noun
    ((usually in plural) something likely to break.) kırılacak eşya
    - breaker
    - breakdown
    - break-in
    - breakneck
    - breakout
    - breakthrough
    - breakwater
    - break away
    - break down
    - break into
    - break in
    - break loose
    - break off
    - break out
    - break out in
    - break the ice
    - break up
    - make a break for it

    English-Turkish dictionary > break

См. также в других словарях:

  • pot gelmek — (iş) sonu iyi olmamak, ters gelmek İşlerin doğru gitmeyen, pot gelen yerleri çok ise de sorulunca söylenecek karşılıklar bulunmuştu. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pot — is. 1) Kötü dikiş sebebiyle kumaşta oluşan büzülme veya kıvrım Ceketinin arkasındaki potlar, bugün mutlaka her zamandan çok ensesine binmişti. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Poker vb. iskambil oyunlarında oyuncuların tümünce ortaya sürülen eşit… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»